SENNERDESİN FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

SENNERDESİN FORUM

Site Kurucusu : MURAT VURAL
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Türkiye’deki İç Tehdit Unsurları: Yıkıcı ve Bölücü Faaliyetler

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
kurnazaga
Süper Moderatör
Süper Moderatör
kurnazaga


Erkek
Mesaj Sayısı : 148
Yaş : 33
Nerden : izmir
Kayıt tarihi : 01/10/08

Türkiye’deki İç Tehdit Unsurları: Yıkıcı ve Bölücü Faaliyetler Empty
MesajKonu: Türkiye’deki İç Tehdit Unsurları: Yıkıcı ve Bölücü Faaliyetler   Türkiye’deki İç Tehdit Unsurları: Yıkıcı ve Bölücü Faaliyetler Icon_minitimePerş. Ocak 22 2009, 09:18

Türkiye’deki İç Tehdit Unsurları: Yıkıcı ve Bölücü Faaliyetler

Türkiye’nin jeopolitik konumu geçmişten günümüze her zaman ilgi odağı olmuştur. Bu coğrafyada söz sahibi olmak isteyen devletler, amaçlarına ulaşabilmek için her yolu denemişlerdir. Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde gündeme gelen azınlık isyanlarının ortaya çıkmasında ve gelişmesinde İmparatorluğun iç şartlarından ziyade Avrupalı büyük güçlerin istismar, tahrik ve teşvikleri etkili olmuştur. Rusya, İngiltere ve Fransa’nın temsil ettiği Düvel-i Muazzama (Büyük Devletler) "Şark Meselesi (Doğu Sorunu)"ni kesin çözüme ulaştırmak için Osmanlı İmparatorluğu'ndaki azınlıkları istismar etmiş ve bir araç olarak kullanmışlardır. Onların amacı Osmanlı İmparatorluğu'nun hakimiyetine son vererek topraklarını paylaşmak, Türkleri devletsiz bırakarak önce Avrupa’dan sonra da Anadolu’dan kesin olarak atmaktı. Avrupalı Devletler 19'uncu yüzyıldan itibaren Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Sırplar, Yunanlılar, Bulgarlar, Karadağlılar ve Ermeniler başta olmak üzere azınlıkları kışkırtmışlar, bu kışkırtmalarla çıkan azınlık isyanları sonucunda Balkan toprakları elimizden çıkmış ve Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanma süreci başlamıştır. Anadolu'da bu amaçla kışkırtılan Ermeni komiteleri, 1890 yılındaki Erzurum isyanı ilk olmak üzere, Kumkapı gösterisi, Kayseri, Yozgat, Çorum ve Merzifon olayları, Sason isyanı, Babıali gösterisi, Zeytun ve Van isyanı, Osmanlı Bankası'nın işgali, II. Abdülhamit’e suikast teşebbüsü ve 1909 Adana isyanlarını çıkartmışlardır.

Jeopolitik ve jeostratejik koşullar sonunda zayıflayan Osmanlı İmparatorluğu, en zayıf döneminde Birinci Dünya Savaşı'na katılmış, birlikte yola çıktıkları müttefiklerinin yenilgisi, Osmanlı İmparatorluğu'nun da sonu olmuş, ülke toprakları işgal edilerek ordu dağıtılmıştır.

[Sadece kaydolan ve aktivasyonu yapılan kullanıcılar linkleri görebilir] ([Sadece kaydolan ve aktivasyonu yapılan kullanıcılar linkleri görebilir])




Birinci Dünya Savaşı’nda mağlup olan Osmanlı İmparatorluğu çok ağır şartlar içeren Sevr Anlaşması'nı kabul etmiş ve elde kalan Anadolu toprakları da Avrupa’nın isteğine göre parçalanmak istenmiştir. Fakat bu durumu kabullenmeyen büyük kurtarıcı Mustafa Kemal ATATÜRK bahse konu antlaşmayı kabul etmemiş, Milli Mücadeleyi başlatarak Anadolu’yu işgalden ve parçalanmaktan kurtarmıştır. Lozan Anlaşması'yla da Türkiye’nin bağımsızlığını Avrupa’ya kabul ettirmiştir. Böylece sınırları kanla çizilen Anadolu toprakları üzerinde yepyeni bir Cumhuriyet doğmuştur.

Günümüzde birbirlerinden farklı siyasi rejimlerin, dinlerin, ekonomik sistemlerin ve askeri güçlerin karşı karşıya geldiği bir bölgede yer alan Türkiye, Karadeniz’e, Ege’ye, Akdeniz’e, Balkanlar’a ve Ortadoğu’ya hakim olan konumu ile, üç kıta arasında kara ve deniz ulaşım yollarının kesiştiği Cebelitarık Boğazı’ndan başlayıp, Ortadoğu ve Orta Asya’ya uzanan stratejik halkalar zincirinin odak noktasını oluşturmaktadır. Bu konumu ile Türkiye, dünyanın en hassas bölgelerinden birinde bulunmaktadır.

Soğuk Savaş sonrası küresel ve bölgesel dengelerin henüz tam olarak oluşmadığı içinde bulunduğumuz politik ve askeri ortamda, Türkiye gibi etrafı istikrarsızlıklarla dolu bir ülkenin, bölgede çıkarları olan güçler tarafından dün olduğu gibi bugün de rahat bırakılmayacağı bir gerçektir.

Bugün sıcak harplerin yerini;

Terör,

Yıkıcı-Bölücü Faaliyetler,

Psikolojik Faaliyetler almıştır.

Bu faaliyetler günümüzde dış güçler tarafından ülkemizde iç tehdit unsuru olarak kullanılmaktadır. Bölgede çıkarları olan güçler iç tehdit unsurlarını “maskeli provokatörlerle” yönlendirmekte ve kendi amaçları doğrultusunda kullanmaktadırlar.

Ülkemizin bölünmez bütünlüğünü hedef alarak; ekonomik, sosyal, siyasal ve anayasal yapısını yıkmayı amaçlayan terör örgütleri, son 30–40 yıllık dönemde farklı maskelerle ortaya çıkmışlardır. Bu maskeler, bazen "etnik yapı" bazen "din" bazen de "ideolojik kavramlar" şeklinde sosyal olgulara ve konjonktüre göre sahneye sürülmüştür.

Etnik yapı, ülkemiz üzerinde oynanan bu büyük oyunda dış güçlerin kullandıkları en önemli araçlardan birisidir. Etnik ayrımcılık üzerinden Türkiye’yi bölmek isteyen ve dış güçlerin desteğinde kurulan PKK terör örgütü “Kürtçülük Maskesi” altında bölücülük faaliyetlerini sürdürmektedir. Evet, bugün PKK'nın birçok üst düzey yöneticisi ve mensubu militanlar arasında, çok sayıda Ermeni, Yezidi ve Süryani asıllı teröristin bulunduğu apaçık delillerle ortaya konmuştur.

Halkın dini duygularını istismar eden irticai örgütler de bu büyük oyunun bir diğer parçasını teşkil etmiştir. Dini söylemler ile halkın karşısına çıkan ve devlet kurumlarını, özellikle de Türk Silahlı Kuvvetleri'ni "din düşmanıymış" gibi gösteren bu örgütler bilinçsiz halk kitlesini devlete karşı kışkırtmış, örgütlerine kazandırdıkları militanların beyinlerini yıkayarak silahlı eylemler yaptırmışlardır. İrticai terör örgütlerinin gerçek yüzleri medyaya yansıyan mezar evler ve katliamlar ile ortaya çıkmıştır. Bu silahlı irticai terör örgütlerinin üst düzey yöneticilerinin ve kilit noktalarında bulunanların büyük çoğunluğu Ermeni ve Süryani asıllılardan oluşmaktadır. Diğer taraftan, bu örgütlerin provokatif eylemlere karışan mensupları arasında da çok sayıda Ermeni ve Süryani asıllı provokatör olduğu tespit edilmiştir.

Bununla birlikte, asırlarca bu topraklarda birlikte yaşadığımız, Ermeni, Süryani, Yezidi, Rum, Yahudi ve diğer etnik kökenlere sahip vatandaşlarımızın çok büyük bir çoğunluğunun vatanını ve milletini sevdiğinden kuşkumuz yoktur. Kimliğini gizlemeyen ve samimi bu vatandaşlarımızla her zaman Türk Milleti sevgi ve kardeşlik içerisinde yaşamayı bilmiştir. Ancak, gerçek kimliğini gizlemeye çalışarak milli birlik ve beraberliğimizi bozmaya yönelik gizli ve açık faaliyetler içerisine giren diğerleri ise ülkemiz için büyük tehlike arz etmektedir. Buradaki bahse konu maskeli provokatörler, Ulu Önder ******'ün ortaya koyduğu "Türklük" anlayışını içine sindirememiş, İstiklal Harbi dönemindekine benzer hain emellerine ulaşmak isteyen ve bu kapsamda dış güçlerin piyonları haline gelmiş olanlardır.

Sonuç olarak; aynı oyunun parçaları olarak farklı yüzlerle ile karşımıza çıkan bu maskeli tehditlerin müşterek hedefinin ülkemizin üniter ve toplumsal yapısını hedef alarak, milli birlik ve bütünlüğümüzü parçalamak olduğu değerlendirilmektedir.

Bu kapsamda, vatanın bölünmez bütünlüğünü temin edecek şekilde her birimize ayrı ayrı görevler düşmektedir. Ulu Önder ******’ün “Asıl cephe iç cephedir, iç cephe sağlam oldukça hiçbir tehdit hedefine ulaşamaz” veciz sözünden hareketle "maskeli iç tehditlerin" arkasındaki gerçek yüzlerin tespit edilmesinin ve milli güç unsurlarının kararlı, planlı, koordineli ve sistemli bir şekilde bahse konu tehditler üzerine ivedilikle yönlendirilmesinin hayati önemi haiz olduğu kıymetlendirilmektedir.

Unutulmamalıdır ki; Yüce Türk Milleti, ebedi başkomutanı Mustafa Kemal ATATÜRK önderliğinde, büyük fedakarlıklar pahasına verdiği Milli Mücadele ile zamanın büyük devletlerinin emellerinin gerçekleşmesini, engellemiş ve heveslerini kursaklarında bırakmıştır. Asırlardır süren bu büyük oyunu planlayan ve halen kararlılıkla uygulamaya çalışan dahili ve harici bedhahlar, karşılarında tarihten gerekli dersi almış ve bu hain oyunun tekerrürüne fırsat vermeyecek uyanıklıkta ”ATATÜRK Nesilleri"nin bulunduğunu hesaba katmak zorundadırlar...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Türkiye’deki İç Tehdit Unsurları: Yıkıcı ve Bölücü Faaliyetler
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Tek türkiye
» Mercedes C 180 Türkiye'de
» Audi A5 Türkiye'de
» İsmail yk-baz gaza türkiye
» Türkiye'de en çok suç işleyenler, işsizler ve üst düzey yöneticiler çıktı.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
SENNERDESİN FORUM :: ......:::::: GENEL FORUMLAR ::::::...... :: HUKUK-
Buraya geçin: