Tutkulu aşkın ömrü gerçekten kısa mı?

Son zamanların en popüler sorularından biri de aşkın ömrünün ne kadar olduğu. Aşka şu kadar yıl, şu kadar ay ömür biçenler var. Ama aşk gerçekten bitiyormu? İşte bilim adamlarının yanıtları.

Aynur aşkla tanıştığında henüz çok gençti. Tam ‘mutluluğu buldum’ diyordu ki aşk gidiverdi elinden. Zaman geçti Aynur yine aşık oldu. Bu sefer evlendi, çocuk sahibi oldu, herşey çok iyi gidiyordu. Ancak şans yine yüzüne gülmedi. Aşk, yine uçup gitmişti. Aynur umudunu yitirmedi. Bir gün Ömer’le tanıştı...

Uzmanlar aşkın beyinde bol miktarda dopamin salgılattığını, bunun da insana büyük bir enerji ve neşe verdiğini söylüyorlar. Aynı zamanda aşk ile obsesif kompülsif bozukluk arasındaki benzerlikleri inceliyorlar. Aşıklar ile obsesiflerin beyinlerindeki serotonin düzeyi normal insanlarınkinden yüzde kırk daha düşük çıkıyor: Aşk bir deliliktir. Aşktan uzak durun!


Tutkulu aşkın tükenmesinin nedeni, beynin ihtiraslı aşk sırasındaki güçlü sinirsel aktiviteyi uzun süre sürdürememesi. Bizi havalarda uçuran yoğun dopamin etkisine uzun süre maruz kalmak psikolojik yıkımla sonuçlanabileceği için tutkulu aşkın bir noktada bitmesi aslında sağlıklı bir şey.

Aynur Ömer’le ateşli bir aşk ilişkisi yaşadıktan sonra beraberlikleri ikisini de besleyecek bir sıcaklıkta devam etti. Ona eskisi kadar aşık olmasa da sevgi dolu bir evlilik sürdürüyorlar. İkisi de mutlu ve huzurlu.

Uzmanlar buna bol dopaminli aşk döneminden sonra oksitosin’in neden olduğu sakin sevgi bağı dönemi diyorlar. Oksitosin bağlılık duygusunu artıran bir hormon. Anne çocuğunu emzirirken bu hormonu salgılar. Oksitosin düzeyi yüksek insanlar uzun yıllar iyi giden ilişkiler yaşıyorlar, ömür boyu tek eşli yaşamaya eğilimli oluyorlar.